On yıl boyunca kopan ilişkiler ve tırmanan gerginlikler ardından Mısır ve Türkiye, birkaç yıl önce bazı gözlemciler tarafından hayal bile edilemeyeceği düşünülen bir yakınlaşmaya doğru ilerliyor. İlişkilerdeki bu çözülme son olarak Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 18 Mart’ta Kahire’ye yaptığı ziyaretle sembolize edildi.
Ancak asıl dönüm noktası Kasım 2022’de Katar’da düzenlenen FIFA Dünya Kupası açılış töreninde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre için bir araya gelerek kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir tokalaşma gerçekleştirmeleri oldu.
Bu, eski rakipler arasındaki düşmanlıkların sona erdiğinin işaretiydi. Şubat ayının ilerleyen günlerinde Mısır’ın üst düzey diplomatı Sameh Shoukry, Türkiye’nin güney ve orta kesimleri ile komşu Suriye’yi vuran ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan büyük depremlerin ardından dayanışma ve destek sunmak üzere Türkiye’nin güneyindeki Mersin şehrine gitti. Bu jestler yıllar içinde artan güvensizliği ve düşmanlığı onarmak için gerekliydi.
Mısır ve Türkiye arasındaki ilişkiler 2013 yılında, aynı yıl Kahire tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanan İslamcı hareket Müslüman Kardeşler’den gelen Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesinden sonra bozuldu.
Bu noktadan sonra Kahire ve Ankara arasındaki ilişkiler kötüleşti ve iki taraf karşılıklı suçlamalarda bulunmaya devam etti.
İki ülke arasındaki gerilim 2020 yılında tırmanarak, Türkiye’nin Libya’daki iç savaşa askeri müdahalede bulunmasının ardından tam teşekküllü bir askeri çatışmaya dönüşme tehdidiyle karşı karşıya kaldı ve bu hamle Mısır’ın ulusal güvenliğine açık bir tehdit olarak algılayan Cumhurbaşkanı Sisi’nin tepkisini çekti.
***
Siyasi anlaşmazlık Mısır ve Türkiye arasında son on yıldır güçlü bir şekilde devam eden ekonomik ve ticari ilişkileri etkilemedi. Ekonomik alışverişlerini siyasi anlaşmazlıklarından ayırmak her iki taraf için de faydalı oldu: Mısır’daki Türk yatırımları 2021 yılında tahmini olarak 2,5 milyar dolara ulaştı ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2007 ile 2020 arasındaki dönemde neredeyse üç katına çıkarak 2020 yılında 11,4 milyar dolara ulaştı.
Elektronik, tekstil ve tıbbi malzeme gibi çok çeşitli sektörlerdeki Türk şirketleri, diplomatik anlaşmazlıktan etkilenmeden faaliyetlerine devam etti. Bununla birlikte, ilişkilerin ısınmasının, ticaret ve yatırımların daha da güçlendirilmesi yoluyla iki ülkenin zor durumdaki ekonomilerine olumlu yansıyacağı beklentisi yaygın.
Dışişleri Bakanı Şükrü ise Türkiye ile ilişkilerin yeniden başlamasını “Türkiye’nin Mısır’ın ilke ve hedefleriyle uyum içinde olduğunu gösteren gerçek adımlar atılması” şartına bağladı.
Kahire’nin bakış açısına göre Ankara yakınlaşma konusunda ciddi olduğunu göstermek için adımlar attı. Mart 2021’de Türk yetkililer muhalif kanalları Mısır Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştirilerini yumuşatmaya çağırdı. Kısa bir süre sonra, Müslüman Kardeşler’e bağlı bir kanal olan ve Sisi’yi ısrarla eleştirmesiyle tanınan Mekameleen, merkezini “başka bir yere” taşıdığını söyleyerek İstanbul’dan yayınlarını askıya aldığını duyurdu.
Kahire’nin ilişkilerin normalleşmesi için öne sürdüğü bir diğer ön koşul da Türkiye’nin Libya’nın içişlerine karışmaması. Kahire, Mısır’ın tehdit olarak gördüğü Ankara destekli Suriyeli milislerin Libya’dan çekilmesinde ısrar ediyor.
Ankara’nın bu talebi kabul etmesi pek olası olmasa da – Türkiye daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ankara tarafından finanse edilenler de dahil olmak üzere tüm yabancı birliklerin Libya’dan çekilmesi yönündeki çağrılarına kulak tıkamıştı – Kahire’nin “aşırılık yanlısı milisler” olarak nitelendirdiği Suriye birliklerini geri çekerken önceki UMH’nin emriyle Libya’ya gönderilen Türk askeri danışmanların kalması gibi bir tür uzlaşmaya varılabilir.
Mısır’ın yıllarca savaş lordu Hafter liderliğindeki muhalif güçlerin yanında yer aldıktan sonra Trablus’taki yeni birlik hükümetine ısınması, Kahire’nin rahatsız edici bulduğu yabancı asker varlığı konusundaki gerilimleri yatıştırmak için Libya ve Türkiye ile gelecekte yapılacak görüşmelerin önünü açabilir.
Bölgesel bir enerji merkezi olma ve Avrupa ile Doğu Akdeniz pazarlarına önemli bir gaz ihracatçısı haline gelme hedefleri olan Mısır Türkiye ile enerji işbirliğinin geliştirmesini memnuniyetle karşılayacaktır. Bu nedenle Türkiye, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na katılarak ya da en azından üyeleriyle ilişki kurarak bölgesel rakiplerini kazanabilir; bu da Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla olan anlaşmazlıklarını gidermek için önemli bir adım olacaktır.
Son olarak, Türkiye’nin Rönesans Barajı anlaşmazlığında Mısır ve Etiyopya arasında arabuluculuk yapma teklifi, Ankara’nın Kahire ile uzlaşma sürecini hızlandırabilecek bir zeytin dalı işlevi görebilir.
İki Nil Havzası ülkesi arasındaki arabuluculuk çabalarına ciddi bağlılık, Kahire’nin Türkiye’nin Etiyopya ile bağlarının genişlemesine ilişkin endişelerini giderebilir – özellikle de Kahire ve ABD’nin Etiyopya hükümeti tarafından Tigray’deki isyancı güçlere karşı kullanılmasından korktuğu Türk silahlı insansız hava araçlarının Addis Ababa’ya satışı konusunda-.
Türkiye geçmişteki rekabetleri ve bölgesel nüfuz arayışını bir kenara bırakmalıdır. Bunun yerine Mısır ile olan köklü sosyal ve ekonomik bağlarını ve ortak tarihi mirasını kullanarak yeni ve verimli bir işbirliği dönemi başlatmalıdır. Bu hem iki ülkenin hem de bölgenin yararına olacaktır.
Bu çeviri, Radar Gazete sitesinden kısaltılmış olarak aktarıldı. Shahira Amin’in 11 Nisan 2023’de Atlantic Council için kaleme aldığı orijinal makalesine ise buradan erişilebilir.