Türkiye’de seçimler muhalefet açısından neden ters gitti? Hata kimde ve neden sonuç böyle oldu? Erdoğan seçim kampanyasında dışardan destek gördü mü? Bu seçim sonucu uluslararası düzlemde ne gibi sonuçlara yol açtı?
Strasbourg Üniversitesi Türkçe Etüdler Bölüm Başkanı, siyasetbilimci ve tarihçi Prof Samim Akgönül Mayıs 2023 seçim sonuçları hakkında Fransız haber sitesi Blue News’in sorularınu yanıtladı. Mülakatın Türkçe metnini Radar Gazete’nin çevirisiyle sunuyoruz.
Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce favori miydi ve kampanyası sırasında herhangi bir hata yaptı mı?
Öncelikle, Türkiye’deki anket sektörünün çok kirli ve çok çeşitli olduğunu unutmamak gerek. Bazıları onu önde gösterirken bazıları göstermedi… Her anketin kendi örneklemini bazen hiç de şeffaf olmayan yöntemlerle oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle bu kamuoyu yoklamalarına karşı dikkatli olmalıyız.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu seçim kampanyası sırasında hatalar da yaptı. Yorumcuların çoğu ilk hatasının adaylığı olduğu konusunda hemfikir. Kendisi 74 yaşında ve daha önce pek çok seçim kaybetti. Dahası, Millet İttifakı’nın lideri Alevi azınlığın bir parçası ve bu da muhafazakâr Sünnilerin desteğini almasını engelliyor. Tüm bunlara rağmen Türkiye gibi muhafazakâr bir ülkede oyların % 48’ini aldı, ki bu zaten büyük bir başarı.
İkinci hatası, yabancı düşmanı aşırı sağdan oy alabilmek için iki tur arasında özellikle Suriyeli göçmenlere yönelik söylemini sertleştirmesiyle aynı döneme denk geldi. Bu ton değişikliği, koalisyonunun Kürt yanlısı sol kanadını az da olsa etkiledi. Bu da İttifak’ın bu kanadında çekimserliğe yol açtı. Nihayetinde tüm bunların iletişim araçlarının bir sonucu olduğu söylenebilir. Böylesine geniş bir koalisyon kurduğunuzda, bir tarafı memnun etmeye çalışırken kaçınılmaz olarak diğer tarafı rahatsız edersiniz.
Erdoğan’a kimler destek verdi?
Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin çok önemli iki yönü var. Birincisi, kendisini Türkiye’deki üç çoğunluğun garantörü olarak gören bir seçmen kitlesinin gözünde peygamberleştirilmesi, hatta tanrılaştırılması: Alevilere karşı Sünniler, Kürtlere karşı Türkler ve laiklere karşı dindarlar.
İkinci olarak, Erdoğan insanları kendisinin devleti temsil ettiğine inandırmayı başardı. Dahası, kampanyası sırasında insanları bir araya getirmek yerine onları bölmeye odaklandı. Devleti savunanlar ile devlete karşı savaşanlar arasında bir ayrım yaptı.
Kısacası, Cumhurbaşkanı’nın destekçilerinin bu üç çoğunluğun (Sünniler, Türkler ve Muhafazakârlar) bir parçası olduğunu ve aynı zamanda devleti ve dolayısıyla Erdoğan’ın şahsını tanrılaştıran seçmenler olduğunu söyleyebiliriz.
Erdoğan’ın bu başarısı ile Türkiye’de bir halk isyanının patlak vereceğini öngörebilir miyiz?
2013 yılında bir protesto hareketi oluşmuştu. Bu hareket rejimi o kadar korkuttu ki, Erdoğan o zamandan beri sivil toplum aracılığıyla sokak örgütlenmesi olasılığını kilitledi. Bugün, Gezi’den on yıl sonra, Türkiye’de bir halk isyanının patlak vermesi neredeyse imkânsız. Bunu yapabilecek tek kesim Kürtler. Ancak liderlerinin çoğu hapiste ve bütün hareket kriminalize edilmiş durumda.
Erdoğan’ın zaferinin uluslararası sonuçları ne olacak?
Bu seçimin uluslararası sonuçları, hem süreklilik hem de sertleşme olacaktır. Çok taraflılık arayışında süreklilik. Bu da Erdoğan’ın Rusya ile ittifakına daha fazla güveneceği ve Batı’ya giderek daha az bağımlı olmak isteyeceği anlamına geliyor.
Bu bağlamda Putin’in Erdoğan’ın yeniden seçilmesini sağlamak için çok şey yaptığını belirtmek gerekir. Ukrayna’daki savaş ve Suriye’deki çatışma sayesinde, Avrupa ile Moskova arasında (Erdoğan) bir arabulucu olarak hareket etmeye çalışacaktır.
Son olarak Erdoğan Arap halklarını da kendi iktidarının arkasında toplamayı hedefliyor. Bu şekilde sadece Orta Doğu ve Körfez ülkelerine değil, aynı zamanda onu eski Müslüman göçmenlerin torunlarının yaşadıkları ülkelerin hükümetine karşı çıkan kişi olarak gören Avrupa şehir banliyölerindeki sokaklara da hitap ediyor. Dolayısıyla Erdoğan bu yolda ilerlemeye devam edecek ve zamanla söylemini daha da sertleştirecektir.
Son olarak, Erdoğan şu anda ciddi bir ekonomik krizden geçen ülkesini nasıl ayağa kaldıracak?
Erdoğan’ın bu krizden birinci derecede sorumlu olduğunu anlamalısınız, çünkü özellikle faiz oranları ve yatırımlar konusunda yanlış ekonomik tercihler yaptı. Yeniden seçilebilmesi için Rusya ve Körfez ülkelerinden gelen para sayesinde seçim kampanyası sırasında döviz oranları suni olarak korundu.
Şimdi seçim bittiğine göre, Türk ekonomisinde kesinlikle türbülans olacaktır.
Ancak, Türkiye ekonomik ve jeostratejik açıdan iflas etmesine izin verilemeyecek kadar önemli. Bu yüzden Rusya, Körfez ülkeleri ve hatta muhtemelen Avrupa Birliği’nden de bir akış olacağını düşünüyorum, çünkü Türkiye aynı zamanda Kafkasya ve Avrupa arasındaki enerji yollarını kontrol etmeye başlayan bir transit ülke. Tüm bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin ekonomik bir destek almasının uzun sürmeyeceğini düşünüyorum.
________________
Makalenin orijinaline buradan eriṣilebilir. Fransızca’dan çeviri: radargazete.com