Erdoğan, NATO Zirvesi’nde istediğini alamadı mı? AB sürecini canlandırma talebinin asıl nedeni neydi? Biden, F-16’lar konusundaki Kongre direnişini, Kongre’nin taleplerini kabul ederek mi aşacak? Erdoğan’ın, İsveç’in NATO üyeliği onayını Ekim’e ertelemesi hangi tarafın işine yarayacak? Pürüzlü ilişkilerde rüzgar kimden yana esiyor? Lehigh Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türkiye uzmanı Prof Henri Barkey, FTP Editörü Yavuz Baydar’ın sorularını yanıtladı.
NATO Zirvesi sonrası Washington’da rüzgar dönüyor, hava değişiyor mu?
O kadar büyük bir hava değişikliği olup olmadığından emin değilim. Zirve’den çıkan sonuç bence şuydu: Erdoğan istediğini elde edemedi, ve kendisini çok yalnız hissetti. Türkiye’nin izole olduğunu fark etti, NATO devlet liderlerinin ona kızgın olduğunu gördü. Çünkü İsveç meselesini çok uzattı.
İsveç çok önemli bir stratejik konuydu. Erdoğan bu konuda kendi prestijini artırmayı hedefledi, ama hiçbir taviz alamadı. Çünkü bıkkınlık gelmişti NATO üyelerine. Bu nedenle de evet demek zorunda kaldı. Ama işi TBMM’ye havale etti.
TBMM, Vilnius bittiğinde tatile girmemişti henüz, isteseydi hemen onaylayabilirlerdi. Ama Erdoğan kendisine bir avantaj sağlamaya çalışıyor bu sürede. Ekim’e kadar başka isteklerde bulunabilir. Bence bu da geri tepecek.
Peki, F-16 meselesi…
F-16 meselesinde de kaybetti Türkiye. Esasen ABD’nin Türkiye’ye F-16 satması şart. Çünkü Türkiye’dekiler eski. Türkiye’nin stratejisi ileride F-35 almak üzerine kurulu, ama onları alamayacak. Bir NATO üyesi olarak, stratejik açıdan Biden hükümetinin F-16’ları satması lazım.
Fakat burada Kongre karşı çıkıyor. Kongre’nin karşı çıkması İsveç (NATO üyeliği) meselesiyle bağlantılıydı ama asıl sebep o değildi. Yunan hava sahasında, Yunanistan’a haber vermeden Türkiye’nin sürekli uçak uçurmasıydı. Gerçi deprem sürecinde Yunanistan, Türkiye’ye yardım edince, Erdoğan bunları kesti.
Ancak Kongre diyor ki ‘Biz Türkiye’ye güvenmiyoruz, bu nedenle şart koyacağız’. Bu tam söylenmese de ileride kongrenin F-16’ların satışı için şart koyacağını göreceğiz.
Erdoğan’ın Vilnius Zirvesi öncesi telefon görüşmesinde ABD Başkanı Joe Biden’a aniden AB meselesini açması, Biden’ı öfkelendirmiş.
Bunu öne atmasının sebeplerinden biri de Erdoğan, zirveden bir şey elde edemeyeceğini bilmesi. Türkiye’nin AB şansı artık sıfır. Ama Erdoğan’ın pazarlıkçı bir karakteri olduğu için, onun asıl istediği Gümrük Birliği’nin genişlemesi. Türkiye’nin ekonomik krizden çıkabilmesi için çok daha ihracat yapması lazım.
Türkiye’nin ihracatına baktığınızda büyük bir kısmı Avrupa ve ABD’ye gidiyor. Aynı zamanda sattığı ürünler endüstriyel ürünler olduğu için istihdama yardım ediyor. Bunun için Gümrük Birliği’nin yeniden düzenlenmesi ve genişlemesi Erdoğann açısından çok çok önemli. AB meselesini bence bunun için açtı.
Yani, Erdoğan işi yokuşa sürmek için değil Gümrük Birliği meselesini yeniden açmak için gündeme getirdi?
Evet ama bu doğru bir strateji değil. Artık herkes Erdoğan’ın şantajlarından bıkmış durumda.
Erdoğan, Biden’dan Kongre engelini aşmasını ve bu düğümü çözmesini bekliyordu. Ancak anlaşılan Kongre, Biden’ı ikna etmiş gibi görünüyor. Yani Biden, Kongre’nin düşüncesine yaklaşmış. Katılıyor musunuz buna?
Biden şu açıdan belki kongreye yaklaştı. Kongre, Yunan adaları üzerinde uçuş yapılmamasını isteyecek Türkiye’den. Bu açıdan Biden, Kongre’ye yaklaştı, ama Kongre de Biden’a yaklaştı. F-16’lar Türkiye ‘ye satılsın ama şu şu koşullar olsun deniyor.
F-16’lar parti parti verilecek ve her parti öncesi rapor verilecek şeklinde bilgiler geliyor…
F-16’lar zaten üç-dört sene sonra verilmeye başlanacak. Fakat, F-16’ların Yunanistan’a karşı kullanılmaması şartıyla kongre satışa izin verecek. Kongre bu açıdan Biden’a doğru adım atmış oluyor. Yani Kongre ve Biden bu konuda birbirlerine yaklaştılar.